İş var iş beğenmiyorlar mı? – Alternatifsizlik

Merhaba dostlar.

Ülkemizde işsizlik konusu malum. Bu konuyu biraz deşelemek istedim.

Sorun işsizlik mi yoksa gerçekten iş var da insanlarımız iş mi beğenmiyor?

Bu konuya açıklık getireceğim.

“İş Beğenmiyorlar”

Biliyorsunuz ki ülkede iş beğenmeyenlerin çokluğundan ötürü işsizlik patladı…

Hahaha durun hemen küfür etmeyin şaka tabi 😬

Bu durumu bir çözüme kavuşturmak için iki kelam edeceğim.

İş beğenmiyorlar diye bilmediğiniz onca kişiyi lütfen itham etmeyiniz. Bu tamamen yanlış bir yaklaşım.

Kendisi “ne iş olsa çalışırım abi” modunda olan insanların topluma söylediği tehlikeli ve söylenmemesi gereken bir kelimedir bu!

Tehlikeli kısmı şudur; İşsiz olan insan zaten morali bozuk ve zordadır. Bir de üstüne sorunun temelini de işsiz arkadaşlara yüklemek vebale girer.

Üstelik bu söylem, işsizlik konusunda önceden önlem almayan siyasilerin elini güçlendirir.

Google da görsellerde iş beğenmiyorlar kelimesini arayalım:
https://www.google.com/search?q=i%C5%9F+be%C4%9Fenmiyorlar&sxsrf=ALeKk025puLfvFgVsd7O0xEDZ61WnSj2Nw:1597651783943&source=lnms&tbm=isch

Resimleri incelerseniz kimlerin kimleri suçladığını ve bu işe çanak tuttuğunu çok iyi göreceksiniz!

Yapılan bir araştırma anketinin sonucunu inceledim. Gördüm ki iş beğenmeyenlerin sayısı ülkemizde %4 kadar bile yok.

Yani iş beğenmemezlik yok!

Bu kelimeyi kullanan çoğu insan, ya emekli ya da lise mezunu. Zamanında güzel bir yere kapak atmış vs.

Hakikaten kendisini vasıfsız görüp ne iş olsa yapanlar da var.

Onlar beklentilerinin üstünde bir hayat yaşadığı için herkesi kendisi gibi düşünüyor…

Üniversitedeki bölümlere bakıyorum. İhtiyaç olmayan ihtisas alanlarında bir çok kontenjan açıyorlar.

Bu bölümlerden mezun olan öğrencilerin iş bulamayacağının tespiti istatistiksel olarak yapılmıyor.

Bu gibi tespitler yapılıp sistem boşluklara göre inşa edilmesi gerekiyor.

İnsanlar güzel bir iş sahibi hayali ile yıllarca okuyor para ve emek veriyor üniversiteye gidiyorlar.

Öğretmen olmak isteyen bir insan üniversitede öğretmenlik bölümü okuyor. Okul bitiyor ve atanamıyor işsiz kalıyor.

Bu süreçte tezgahtarlık yapmak istememesi gayet normal. İstemeyerek de olsa mecburen farklı işlerde çalışıyor.

Bu arkadaş sistemi eleştirince iş beğenmemezlik yaptı diyorlar. Haksızlık yapmayın!

Öğretmenlik hayali ile bekleyen bir kişinin idareten yaptığı işlerden de çok hayır beklememek gerek.

Bir diğer husus öğretmenlik okuyup asgari ücrete göre iki kat maaş alıp ona göre evlilik planları olan biri tabi ki alelade bir işe girip asgari ücret almak istemez.

İstemez çünkü geçinemez. Geçinemeyen adam tabi ki eleştirir.

Bazı yabancı ülkelerde lise mezunları bile neredeyse üniversite mezunu kadar maaş alıyor ve geçim derdi olmuyor.

Oralarda olsak bu söylem belki haklı olabilir. Ama ülkemizde işsizlik yok iş beğenmiyorlar diyenin gırtlağına yapışasım geliyor.

Mühendislik bitirip sonrasında polis olan arkadaşlarım var.

4 sene harıl harıl okuyorlar ve gelecek kaygısından dolayı polis oluyorlar.

Ülkede artık üniversite mezunu çok. İnanın bu mezunlar kendi bölümünde bir işe yerleşemiyor.

Ben mesela elektrik bölümü mezunuyum. Biz üniversitede 50 kişiydik. Okul bitti, benimle birlikte kendi işini yapan sayısı 5 kişiy geçmez.

Geriye kalan 45 kişinin yaptığı işin elektrik ile zerre alakası yok.

Kendimden örnek vereyim: Elektrik – Elektronik – Bilgisayar alanında hafife alınmayacak bilgiye sahibim. Bu yönde kendimi iyi yetiştirdim. 2007-2010 senelerinde elimde cv iş yeri iş yeri gezdiğimi çok iyi hatırlarım. Benim kadar bile bilgisi olmayan insanlar babasının oğlu vasfıyla işyerine patron olmuş ve beni de beğenmiyorlardı. Hatta kimi zaman hor görenler bile oldu da tartıştığımız kişiler oldu. Gaffur gibi “beni beğenmiyor musun” diye soruyorsun deneyimin yok vs diyorlar. Sen veya başkası beni işe almazsa nasıl deneyimim olacak diyorum. O beni alakadar etmez diyor.

Neyse bu konuları hiç deşmeyeyim.

Reçelcide çalıştım. Trafik lambacıda çalıştım. Bayramda markette stantta şeker sattım. Bir kaç yerde kısa süreli çalıştım.

İnanın genel olarak insana değer verilmiyor.

O yüzden bir ithamda bulunurken işkembeden sallamayalım lütfen.

“İş beğenmiyorlar” Bu söylemi ne zamandır takip ederim. Sorun kesinlikle iş beğenmemezlik değil.

Üstelik beğenmeyen de beğenmesin haklılar!

Empati yapmaya çalışalım!

Ne iş olsa yaparım abi modunda olanlar için empati yapmak da zor!

Empati yapamıyorsan bari eleştiri yapana saygısı olsun!

Gelişmiş ülkeleri örnek vermek gerekirse, onlarda çalışanlar zaten yüksek maaş alıyorlar.

Çalışmayana bile aç kalmayacağı ölçüde bir miktar para veriliyor.

Eğitim kalitesi yukarıda tutulmuş ve insanlar zaten bir işte çalışmaya para kazanmaya çalışıyorlar.

Dönemsel olarak işten ayrıldığınızda ise devlet arkanızda duruyor. Aç kalma kaygısı taşımadıkları için işten çıkıp başka işe girebiliyorlar.

Açlık dediysem rızkı veren Allah kimse aç kalmaz elbet. Kredi çeker borç alır durumu toparlamak zaman alır.

İnsan olmanın gerektirdiği kimseye muhtaç olmadan kendi ayaklarımız üzerinde yaşamaktır.

Babamın bir lafı vardı Allah muhannete muhtaç etmesin bizi yeter derdi.

Muhannetin ne olduğunu bilmezdim; Alçak, Namert, Korkak gibi manaları varmış.


İşsizlik

Ülkede bariz işsizlik sorunu var.

Sorunu çözmek için önce sorunu kabul etmek gerekir.

Sorun kabul edilmezse çözüm için adım atan kimse olmaz.

Sorunun temeline indiğimizde problemin kaynağının yanlış eğitim ve nüfus geliştikçe ülkenin gelir durumunun ilerlemediği olduğunu görüyoruz.


Değersizlik

Ne para ne mal ne mülk. En değerli varlık insandır.

Tüm sorunların ana temelinde insana gerektiği kadar değerin verilmediği mevcut.

Patronlar veya yöneticiler çalışanlara emir eri gibi davranıyor.

Askerlikten gelen bir gelenek mi bilemiyorum ama kimse de buna ses çıkarmıyor.

Emir vermek başka rica etmek başkadır. Görev verirken kullanılan üslup çok önemlidir.

Örnek veriyorum:

“Mahmut koş evrakları getir” demek başka…

“Mahmut bey evrakları getirebilir misiniz” demek başkadır.

Hatta daha ilerisini yapanlar…

“Mahmut koş oğlum evrakları kap gel” de diyebilir.

Ne iş olsa yaparım abi modunda yaşayan insanlar bu kelimelere zaten takılmazlar.

Egolarından dolayı değil! Acizliklerinden dolayı!

Maalesef iş öyle bir yere geldi ki aksini düşünenler bile ne iş olsa yapıyor ve bu değersizliğe ses çıkaramıyorlar.

En ufak bir eleştiride kapının önüne konulma korkusu yaşıyorlar.

Toplumca siniyoruz maalesef.

Sorunun temelinde işsizlik var elbet ve ayrıca alternatifsizlikde mevcut.


Alternatifsizlik

Sadece iş bulmada değil her konuda alternatifsizlik bir sorundur.

İnsanlar iş bulamıyorlar ki seçebilsinler!

Gelecek kaygısı olduğu sürece çalıştığı işten kovulmamaya çalışıyorlar. Bunun için her şeye Eyvallah diyorlar.

İşten kendiniz çıksanız bile başka işe girebilecek bir dayınız bir tanıdığınız yok ise çok bir alternatifiniz yok!

A şirketinden çıkayım da B şirketinde devam ederim diyemiyorlar. Zaten A şirketine güç bela girmişler bir şekilde.

İşsiz kaldığınızda ise çok bir güvenceniz yok.

Bir müddet işsizlik aylığı alabiliyorsunuz. Bu aylığı zaten işçi çalışırken devlet işçiden ve iş kurumlarından kesiyor. Yani planlı programlı bir para bu işçinin hakkı.

Bu para da duydum ki kriz dönemlerinde herkese verilmiyor.

Yani bırakın alternatif iş aramayı aç kalmamak için kimse bulunduğu iş yerinden kıpırdayamıyor.


Bu konuların genel çözümü olarak siyasilerin olaya ileri boyutta el atması gerekirdi atmadılar.

Ülkemizde siyaset rant kapısı olduğu için önce siyasetin şekillendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Siyaset öyle bir hal almalı öyle şeffaflaşmalı. Hatta öyle şeffaf olmalı ki insanlar siyaset konuşmayacak seviyeye gelsinler!

Belki bir gün görürüz?

Yazar: utquick

Merhaba, Bu site 2017 senesinde kurulmuştur: Kemal SUNAL 'ın 100 Numaralı Adam filminden feyz alınarak kurulan sitemiz, filmdeki Halk Kahramanı rolünü de bünyesine katarak dürüst paylaşımlarda bulunmaktadır. Bizi takip ediniz. Büyük bir aile oluyoruz. Tek güvencemiz paylaşımlarımızın samimiliğidir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

Cevabı alabilmek için E-Posta adresinizi doğru yazmaya özen gösteriniz.