Trafikte Bilinmesi Gereken 14 Etik Kural

Selam dostlar,

Trafik kurallarından hariç, bir de yazılı olmayan etik kurallardan bahsedeceğim.

Dikkat! Yazı bolca empati içermektedir.

Türkiye’de trafikte olması gereken genel doğruları ve yanlışları özetlemeye çalışacağım.

Trafiğe yeni çıkacak olan arkadaşların bu yazıyı okumadan geçmemelerini rica ediyorum.

Deneyimli arkadaşlar ise okuyup bir çok hususa daha özenle yaklaşabilirler.

Çok iyi bir gözlemciyimdir. Hatalardan ders çıkarmayı bilirim.

Zaman zaman benim de hatalarım olur elbet hepimiz insanız.

Önemli olan hatayı kabul etmek ve bu davranışı alışkanlık haline getirmemektir.

Trafikte Etik Kurallar

1- Trafik Lambaları, Kontrol ve Korna

Trafikte seyir halindeyken trafik ışıklarına denk geldiniz kırmızı yandı durdunuz.

En öndesiniz.

Bu durumda sizin sorumluluğunuz göz ucuyla yeşil ışığın yanmasını gözlemlemek ve yandığında yolu kontrol ederek devam etmek olacaktır.

Size yeşil yanması kesinlikle geçiş üstünlüğünü size vermez! Mutlaka yolu kontrol ederek geçiniz. Ambulans geçebilir dikkat etmek gerekir.

Bu arada yeşil ışığı gözlemlerken ışık yanar yanmaz pusu kuran arkadaki davarlar size korna çalacaktır.

Bunu görmezden gelin ve usulce yolunuza devam edin. Tepki göstermeye lüzum yok insanları değiştiremezsiniz.

Bu duruma kızıp söylenip sonra da aynısını kendi yapan arkadaşlarım var! Yani durum biraz psikolojik biraz prensipsizlik meselesi.

İkinci ihtimal…

Işık yandığında en önde değil de arkadasınız önünüzde araba var.

Yeşil yanınca zart diye kornaya basmayınız. Hatta öndeki araç o anda hareket etmese bile bir müddet zaman tanıyın ve kornaya basmayınız.

Bu size bir şey kaybettirmez aksine insanlık kazandırır.

Aracın içindeki insan! dalmış olabilir. Ne olacak 10 sn geç hareket edersiniz ama nezaketiniz sizde kalır.

Bazı ışıklar düşük sürede yanıyor bu durumda öndeki dalmımşsa dıt diye basılabilir o ayrı.

Kornaya basış usulüde vardır. Yani bir dıt sesi ile daaaaaaaaaaaaaat sesi bir değildir.

Tabi acil işiniz vardır dörtlüleri yakıp her an kornaya basarsınız o başka!

Korna bir nevi insanı dürtmek gibidir.

Yürürken önünüzde insan durunca onu dürter misiniz? Yoksa pardon geçebilir miyim mi dersiniz.

İki seçim var:

  1. Davar olmak.
  2. Nezaketli anlayışlı bir insan olmak.

Seçimi size bırakıyorum. 😊

İşin şakası tabi bu sitede geziyorsanız zaten anlayışlı bir insansınız biliyorum.


2- Şehir İçinde Araçları Sıkıştırmadan Gidelim

Örneğin çift şerit yolda ilerliyorsunuz. Trafik kurallarına göre yavaş giden sağdan, hızlı giden soldan gider.

Ülkemizde ne yazık ki şeritler tam ölçülerde ve boş olamayabiliyor.

Zaman zaman şerit daralıyor veya bazı davarlar şerite araba park edebiliyor. (Acil işi olanları tenzih ederim.)

Şerit daralmalarında problem genelde sağ şeritte meydana gelir. Şerit sağdan daralır veya önünüze engel çıkar.

Problem sağ şeritte meydana geldiği bilindiği için bu sebeple insanlar sol şeridi işgal ederler.

Acil işi olan trafik sıkışıklığını beklemek durumunda kalır.

Sol şeridi işgal etmek biraz bencillik olsa da genele bakılırsa bize müstehak! Çünkü;

Sol şeridi işgal etmeden gitmeye çalışan insanlar, kendinden hızlı seyir eden araçlara yol verebilmek adına sağ şeritte önündeki engellere takıla takıla giderken, Bu inceliği yapmayan ve görmeyenler sağ şerittekileri hiç düşünmez.

Örnek senaryo:

Çift şeritte ilerlerken sağ şeritte 50 km ile seyir halinde olan araç olsun solda ise 60km hızla gitmekte araçlar olsun.

Sağ şeritteki ilerleyen aracın önüne park eden bir araç çıktı ve sol şeritten geçmek durumunda.

Dikkat bu anlattığım olması gerekli trafik kuralı değildir. Bana göre olması gereken etik bir kuraldır:
Ahlaki değerlerimiz toplumda yazılı olmayan etik kuralları içerir.

Bu durumda sol şeritte seyir eden aracın sağ şeridi ve engelleri gözlemleyip,  gerektiğinde yavaşlayarak sağ şeritteki araca geçecek yol bırakması gerekir.

Bu durum hızların birbirine yakın olduğu durumda gerçekleşir. (Örnekte zaten 50km ve 60km şeklinde yazdım.)

Siz boşluk bıraktığınızda sağ şeritte seyir eden araç zaten önündekini sollayıp tekrar şeridine döner. Siz de geçer gidersiniz.

Bu hareket size insanlık kazandırırken toplumun mutluluğunu etkiler ve size sadece 5 sn kaybettirir.

Aksini düşünelim…

Sol şeritte ilerleyen araç olarak hızınızı düşürmediniz 60 ile gidiyorsunuz. Sağdaki araca geçiş yeri yok mecburen duracaktır.

Bu durumda sağ şeritte 50 ile giden araç mecburen duracak ve belki sizin arkanızdan geçen araçları da bekleyerek belki 1dk kayıp edecektir.

Burada dikkat çekeceğim husus şudur.

Her vatandaş empati yaparak bu tarz inceliklere sahip olduğunda genel olarak toplumumuz kazanmaktadır.

Şunu da hatırlatmakta fayda var: bu incelik biraz tecrübe gerektirir. Bazen sağdakine yol bırakırsınız ama acemi olduğundan aynaları kontrol edemez ve yol tamamiyle boşalmadan geçmemeyi tercih eder. Bunu sezerseniz gaza basıp devam etmelisiniz. Tereddütte kalmamanız lazım. Aksi takdirde yol vereceğim diye uğraşırsanız bu sefer akan trafiği ve arakadaki araçları durdurmuş olur iyi bir şey yapıyorum diye kötü bir hamle yapmış olursunuz.

Tekrar hatırlatayım bu anlattıklarım etik kuraldır! Sizin önünüze engel çıktı diye sol şeritteki aracın normalde size yol vermek gibi bir zorunluluğu yoktur.


3- Karşılıklı Yol Verme Tartışması

Zaman zaman başımıza gelir. Bir sokağa girersiniz karşıdan da biri gelir trafik sıkışır.

Olması gereken en uygun aracın bir yere girip yol vermesi veya geri dönüp yol vermesidir.

Burada kibire hiç gerek yok! Bazen karşıdaki kişi acemi olabiliyor veya boş kısımları göremeyebiliyor. Bu durumda sizin bir yerlere girebilecek şansınız varsa siz yol verin.

Hatta ters yön olsa bile yol verin. Yolun yabancısı olabilir. Yol vermek sizi zayıflatmaz. Aksine kaliteli insan yapar. Bunu herkes anlamasa bile siz biliyorsunuz o yeter.

Yol verme ile ilgili başımdan geçen kısa bir hadise var okumak isterseniz tıklayın.
Arabayı yeni almışım daha ilk aylarımda şehirde geziyorum. Kendimden gayet eminim.

Bir yola girdim ve karşıma bir dolmuş çıktı.

Hemen el kol hareketi yaptı geri bas diye. Ben de kızdım içimden dedim ki benim mi gitmem gerekiyor ulan bu ne!

Ben de el kol yaptım madem öylese sen geri bas dedim.

Yol dar ve ikimiz de aslında geri gidebiliriz.

Ben hem acemiyim hem de şeytan diyor ki o gitsin sen niye debeleneceksin.

Hem saten acemisin geri giderken sıkıntıya girersin vs.

Neyse dolmuşçu hareket yapmadan bekliyor ben de bekledim. Bu şekilde bir 5 dk beklemişizdir. Korna sesleri vs.

Dolmuşçuda da iyi sabır varmış çıkıp yanıma gelmedi.

En sonunda bir taksici geldi yanıma napıyon bilader diyor.

Dedim ne var? Burası ters yön sen yanlış girmişsin demez mi 🙄

Bir utandım. Bir de iki saat boşa efelik yapmışım.

Haksızım ve üste çıkmaya çalışmışım.

Hemen geri bastım dolmuş geçti gitti.

Ters yön tabelasına sonradan baktığımda ebesinin nikahına koymuşlar ondan görememişim.

Orada tartışıp belki birbirimize de girebilirdik.

Üstelik ben suçlu olacaktım.

Sonuçta geri çekilip yol verebilirdim. Bu hikayeyi acemiliğime veriyorum ve sonraki zamanlarımda bu tarz olaylarda her zaman herkese yol vermişimdir.

Üstelik ters yön bile olsa yol vermişimdir. Karşı taraf haksız olsa bile yol verin bırakın büyüklük sizde kalsın.


3- Trafikte Yanlış Bilinen Bir Kural Var

Hayali Ada Dönüşü

Trafikte geliş ve gidişin yolunun ortasından geçişler olur. Buradan karşılıklı olarak araçlar geçer. Buradan karşılıklı olarak U dönüşü yapılabilir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus Aralığın sağ tarafından dönmektir. Genelde insanlar yolun yakın noktasından dönmeye çalışarak ve o anda karşı taraftada geçiş varsa ona da yanlış yaptırmak zorunda bırakarak yoluna devam ediyor. İşin tuhafı bu kural çoğu sürücü tarafından yanlış bilindiği için, iki sürücü yanlış yerden döndüğünde doğru yaptığını sanıyorlar.

Resimle anlatayım…

Bazı yapılara özel olarak bu kural çiğnenebildiğini de gördüm!.

Hayali ada ile ilgili başımdan geçen bir olayı anlatayım.
Ehliyeti alacağım sıra direksiyon sınavına girdim. Bu esnada bize direksiyon eğitimi veren sürücü kursu hocası da yanımda. Tüyo almış koşarak geldi ve bize dedi ki size açıkça belirtmediğim bir kuralı söyleyeceğim arkadaşlar. Sınav hocası buna önemle dikkat ediyor dedi.

Biz de nedir diye sus pus olduk dinliyoruz. Diyor ki ada olmayan kavşakta hayali bir ada varmış gibi dıştan dönülür.

Tamam dedik buna dikkat ediliyorsa o iş kolay.

Neyse sıra bana geldi ve yolda gidiyoruz. Arkamda hoca dedi ki şuradan dönelim U dönüşü yap bakalım.

Tabi ben almışım tüyoyu göstericem kendimi.

Derken tam dıştan dönecektim ki karşıdan gelen araç zart diye dipten dönmeye kalkmasın mı… Ben de arabanın üstüne gidecekken durdum. Hoca diyor ki yuh be bilen bile yanlış yaparsa biz nasıl öğreteceğiz. Bende tabi verdim gazı. Hocam bunlar bilmiyor herhalde dıştan dönülmesi gerekirdi vs ben işi toparladım ve döndüm geçtim gittim. Milletin nasıl gözüne girmişsem en yüksek puanı bana vermişler. Hehehe


4- Döner Kavşaklarda Geçiş Üstünlüğü ve Kurallar

Döner kavşaklarda geçiş üstünlükleri çok önemlidir.

Bu kuralı bilmeyenler veya önemsemeyenler kavşağı curcuna haline getirebiliyorlar.

Döner kavşağa giriş yapacak olan araçlar kavşağa baktıklarında araç var ise gerekirse durur ve kavşağı kontrol eder.

Kavşak içinde araç varsa geçmesi beklenir. Yani kavşağın içindekiler öncelikli geçiş üstünlüğüne sahiptir.

Kavşağa girişlerde ana yol tabelaları ve dur tabelaları görüyorum ki yeni yeni konuluyor. Ama yine de bu dur tabelalarına uymayanlar, geçiş üstünlüğünü kendilerinin zannedenler var.

Resimde üstünlükleri kontrol edelim.

Kavşakta oluşan bir diğer problem ise döner alandaki araçların kollardan çıkış yapmak istemesiyle ortaya çıkmaktadır.

Döner kavşakta en iyisi hızlı gitmemek, önünüzde seyir eden araçlar sinyal verdiğinde onlara yol vermektir.


5- Kırmızı Işığa Karşı Gaza Basılmaz

Rahmetli babam derdi ki;

“Kırmızı ışığa karşı gaza basılmaz”

Doğru da söylerdi.

Özellikle şehir içinde karşıdan gözüken kırmızı ışığa aldırmadan hızını artıran, milleti sollamaya çalışan denyoları gördükçe babamın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha hatırlıyorum.

Işığı farketmeyenlere lafım yok.

Örneğin: 50-60 ile gidiyorsunuz. Kırmızı ışık yanmış 100 metre sonra duracaksınız. Arkadan malın biri selektör yapıyor.

Sağ tarafta araba var kaçamıyorsunuz. Uçayım mı ne istiyosun …….

Kızmamak elde değil. Saygısızlık edene saygısızlık ederim!

Lan beni sollasan ne! ışıklarda yan yana duracaz işte.

Siz yine asabınızı bozmayın tabi.

Bu tipler topluma zarar. Gaza basınca yakıt gidiyor kendi cebine zarar. Ülke ekonomisine zarar. Çevre kirliliğini artırdığı için dünyaya zarar.


6- Aşırı Hız Yapmayın

Gençken insan ölmeyecekmiş gibi mi hissediyor nedir basıyor gaza.

Bazıları genç yaşlı dinlemiyor alışkanlık olmuş ayak sürekli dip gaz.

Kendi tecrübelerimden anladığım kadarı ile 2 seçeneğiniz var yavaş gitmek hızlı gitmek.

Kazadan zararlı çıkmak için yavaş giden olun. Dikkatli olun.

120 ile gitmek ile 90 ile gitmek arasında 30km fark var. Ama fren durma mesafelerinde neredeyse 2 kata kadar fark ettiğini unutmayın!

Mantıksızlığa lüzum yok.

Kendi başıma gelen bir kaç anı paylaşayım.

Çift şerit yolda hızlı gidiyorum. Önde arkadaşım var o hızlı gidiyor ve arayı açmışım. Kaybetmemek adına gaza asıldım.

Sol şeritteyim ben gaza asılınca sağımdaki de bastı.

Önümde bir araba var sağımdaki inatla beni geçmeye uğraşıyor.

Ben de inat ettim dip gaz gidiyorum. Önümdeki araç bir anda durdu ve sol sinyalini yaktı.

(Sinyal en az 15 metre kala kullanılır ki arkada giden araçlar ona göre pozisyonunu belirlesin)

Neyse hızımı kesmeden öndeki arabanın tamponuna doğru gazladım.

Sağımdaki aracı geçtim ve makası attım. Hızım 120 falan.

Tabi o hızla makas atınca arka kaydı.

2 seçeneğim vardı!

Ya frene asılacaktım arabanın dibinde belki duracaktım.

Ya da bu hareketi yapıp kayan aracı toparlayacaktım.

Araba öyle bir kaydı ki ESP özelliği de yok zor toparladım.

Bir sağ bir sol bir sağ derken Allahtan toparladık.

O anda araba 2 tekerde kalmış. Arkadaşım camdan görmüş şaşırmış.


Diğer bir anım, arkadaşla peş peşe gidiyoruz. 10 saatlik yola çıktık. Arkadaş 90 ile gitmeye kararlı.

Yolun yarısını 90 ile gittik. Sonra ben sıkıldım gidiyorum dedim gaza yüklendim. 130-140 ile gidiyorum.

2 km ileride köpek sağdan birden önüme çıktı. Frene bir asıldım. Bu durumda zaten direksiyonu çeviremezsiniz. Çevirmemeniz gerektiğini o hızda hissedersiniz çünkü takla açarsınız zaten.

Neyse frene asıldım acı bir fren sesini duyunca köpek sesi duydu da geri bastı. Geri hamle yapmasa köpek mefta olacaktı.

Neyse bir müddet yavaş gittim sonra 120 ye sabitledim. Kaç saat sonra bir alışveriş merkezinde mola verdim.

Orada biraz oyalandım ki arkamdan gelen arkadaşım da gelmiş yemeğini yemiş dönecekti. Aynı anda yola devam ettik.

Demem o ki ben 120 ile onca yol gittim sonra durdum oyalandım.

Arkadaş 90 ile güvenle seyir etti çok bir fark etmedi.

Fark yoksa hızlı gideceğim diye çabalamaya da lüzum yok bence.

Uzun yolda hızlı giderken hıza orantılı olarak kendiniz kasarsınız ve daha fazla dikkat göstermek durumunda kalırsınız. Beyniniz bu duruma oranla çabuk yorulur.

Yavaş giderseniz hem çevreyi seyreder, hem yorulmaz, hem güvende olursunuz.

Seçim sizin…


7- Mıcırlı Yolda Dikkatli Gidin

Arabayı yeni almışım ve geziyorum aynı zamanda arabayı da test ediyorum. Bir yerde yola komple mıcır dökmüşler.

Mıcırlı yolda gidiyorum. 3 – 4 şeritli yol.

Önümdeki araca taş gelmesin diye en sol şeritten uzaktan solladım. 3. 4. şeritten gittim.

Sollarken 120 ye çıkmışım.

Solladıktan sonra karşıdan araba geldiğini gördüm sağ şeride doğru yavaşça geçeyim dedim.

Çok yavaş hamle yapmama rağmen geçtim ama arabanın arkası kaymaya başladı.

Uzun süre sağ sol yaptım. Benim şansım karşıdan araba gelmemesi ve yolun düz olmasıydı.

Sağ sol şeklinde 6 hamlede arabayı devirmeden Allah’tan düzelttik.

Önden çekiş arabalarda mıcırda kayınca frene basmadan gazdan ayağınızı çekip vitesteyken yavaş direksiyon kontrolü ile durumu düzeltmeye çalışıyorsunuz.

Arkası sağa kayarken direksiyon sola, arkası sola kayarken direksiyonu hafifçe sağa çevirmek gerekiyor.

Araba bir müddet sonra yavaşlıyor ve belli hıza inince birden toparlıyor.

Yeni arabalarda işte bu düzeltmeleri esp yapıyor! Tekerlerin frenlerini ayrı ayrı kıstığı için o kadar etkilenmeyebiliyorsunuz.

Benim 6 hamlede toparladığım arabayı, esp 1 hamlede sağa sola açılmadan düzeltebiliyor.

Neyse yine de esp ye falan güvenmeden mıcırlı yolda 80-100 ü geçmemek lazım!

Arabanın toparlandığı noktanın hızı 80 di!

Bu arada arkadan itişli arabalarda mıcırda kaymayı çabuk toparlamak için gaza biraz dokunabilirsiniz.

Benim başıma gelen bu tecrübe 10 senede 1 kere geldi. Sizin gelmesin diye yazıyorum.

Sonuçta her yer mıcırlı değil ve mıcırlı yola düşerseniz hızlı giderseniz. Allah korusun arabayı kaydırabilirsiniz.

Diğer bir husus mıcırlı yolda çok çok zorda kalmadıkça araba sollamayın. Bir şekilde taş sekip arkadaki aracın camına değiyor.

Cam kırılmasa bile çatlıyor. 10 dk erken gideceğim diye istemeden de olsa tanımadığınız birine bir sürü masraf çıkartmaya lüzum yok.


8- Trafikte Yollara Çöp Atmayın

Dünyanın kirliliğini geçtim. Bu ülke hepimizin. Unutmayın ki çevreyi kirletmemek bir vatan sevgisi göstergesidir!

Düşün bi! Vatanı ne kadar sevdiğini…

Bu aslında çevre kirliliği konusu fakat araba ile seyir halinde giderken sağa sola çöp fırlatanları görüyorum.

Kimisi hakikaten umursamıyor. Kimisi de bir çöpten bir şey olmaz düşüncesinde.

Prensip edinin ve çöplerinizi arabada biriktirin.

Dışarıda çöpü temizleyenlerin işi, sizin umursamadan attığınız çöpleri temizlemek değil! Onların işi bir şekilde yere düşen çöpleri temizlemektir. Kimse sizin özel uşağınız değil.

Attığınız çöp ile temizlikçilerin hakkına girebileceğinizi unutmayın!

Ayrıca çöplerin doğaya verdiği zarar malum… çocuklarımızın torunlarımızın geleceğini de kirletmiş oluyorsunuz.

En tehlikelisi cam şişe atmak! Atınca kırılıyor ve şişenin kalan dibi dik kalıyor tekeri patlatıyor.

Prensip edinin kendinize bir söz verin çöp atmayın!


9- Trafikte Gerekmedikçe Kimseyle Muhatap Olmayın

Trafikte zaman zaman olaylar yaşıyoruz. Asabiyet halindeyiz.

Kimi psikopatlar arabaya binerken savaşa gider gibi kuşanıyor. Sanıyor ki diğer sürücüler düşman askeri.

Bazı insanlar bu psikoloji halinde araba kullanıyor.

En ufak tartışmada sopa bıçak silah iniyor.

Gerekmedikçe arabadan inmeyin. Bu sizi korkak yapmaz! Aksine derviş gibi bir insan yapar.

İnmediğiniz için olası bir suç tamamen hukuksal olarak karşıya yüklenir.

Yanlış anlamayın eliniz armut toplasın demiyorum mantıklı bir yol seçin ona göre davranın.

Gereksiz gaza gelmeyin. İnsanlara laf anlatmaya çalışmayın. Bariz haklı olsanız bile inanın bunu karşıya anlatamazsınız o yüzden denemeyin.

Yanlış anlaşılmalardan ötürü bile insanlar birbirini kırabiliyorlar.

Başımdan Geçen Hikaye...

Bir gün önüme kıran dolmuşa kornaya bastım ve onun yanındaki araba birden bana baktı bana bakan birine kafayı çevirip saniyelik baktım.

Bu araba kornayı kendine çaldığımı sandı ve yanımda durdu bana el kol sallıyor.

Yapılmaması gereken bir hareketle peşine düştüm önünü kestim.

Bakın uyarıyorum şimdi olsa yapmam! Yapılmaması gereken hareket olduğunu anlatıyorum.

Evimin yanında banim yanımda durup el kol yapıp çekip gitmiş bile olsa benim yaptığıma hanzoluk bile denilebilir.

Kaba konuşmadım. Dedim ki ne var? Ben seni görmedim neden böyle yapıyorsun vs.

Dedim ben kornayı sana çalmadım ki bana ek kol yaptın benim senle derdim yok. Dolmuşa çalmıştım ben zaten sen neden kendi üzerine alınıyorsun.

Yanımda durup el kol hareketi yapması gerçekten sinirimi bozmuştu o an bir şey düşünmedim ve sırf bunu anlatabilmek adına peşine düşmüştüm.

Sanırım kavga niyetiyle yanına geldiğimi sandı ki demin el kol sallayan kişi gitmiş yerine kibar biri gelmişti.

Ama hanzonun biri de olabilir iş kavgaya dönüşebilirdi.

Zaman zaman bu şekilde muhattap olduğum bazı kişilere yanlış anlaşılmaları aktardığımda anlamadıklarını gördüm.

Size arkadan çarpsalar bile, sizi suçlayacak insanlar ile karşılaşabilirsiniz.

Bu durumlarda sabrınızı iyi koruyun ve profesyonelce davranın. Kavgadan tartışmadan kaçının.

Önemli olan sizin zarar görmemeniz. Hele ki 


10- Kör Nokta Hizasında Uzun Süre Seyir Etmeyin

 

Araçların yolda seyir etmesi için şeritler belirlenmiştir. Bu şeritlerde yol alırken yapılmaması gereken bir etik kuralımız var.

Farklı şeritte olan araca arkadan yaklaşırken kör nokta hizasına gelip burada uzun süre seyir etmeyin!

Sağ arkadan yaklaşan bir araç kör noktada ise anlık olarak bir hizaya geldiğinde özellikle sağ yan aynadan görülememektedir!

Kaldı ki iç aynadan takip edenler için kör nokta aralığı daha fazladır aracı fark edemez.

Durum bu haldeyken öndeki araç sizin şeride geçmek isteyeceği zaman aynaya 2 sn bakar ve arkası boş sanarak şeride ani hamle yapabilir.

Arkadaki araç sürücüsü için söylüyorum; uzun süre öndeki aracın kör noktasında durup sonra önünüze kırarsa boşuna kornaya basmayın!

Siz de kör noktada beklerseniz ve tam o anda aracı geçmek niyetinde bulunduysanız araç sizi görmez ve direksiyonu sizin üzerinize kırar.


11- Takip Mesafesini Koruyun

Bilindiği üzere takip mesafesi; öndeki araç ile aranızda bıraktığınız mesafedir.

Bu mesafenin sınırı, kural olarak seyir halindeki hızınızın yarısı kadardır. Örnek: 60km/h ile gidiyorsanız öndeki araç ile 30 metre mesafe bırakmalısınız.

30 Metreyi geçtim 15 metre mesafe bırakmıyor kimse!

Önde giden aracın önüne kedi çıksa arkadaki çarpacak diye frene basamıyor.

Kedilerin yaşamaya hakkı yok mu? 😬

Kediyi bırakın videodaki martıya bakın…

Takip Mesafesine Uymamanın Nedenleri:

  • Takip mesafesinin ne olduğunu nasıl olacağını bilmemeleri – Eğitimsizlik.
  • Sürücülerin kendine fazla güvenmesi.
  • Araya araç girer endişesi.
  • Öndeki aracın fren yapması durumunda nasıl bir tablo ile karşılaşacağını bilmemesi öngörüsüzlük.
  • Arkadaki aracın sizi sıkıştırması ile düzene ayak uydurmak.

Bakıyorum da bazı insanlar takip mesafesine uymayı kendine ayrı bir dert ediyor.

Zannediyor ki mesafe bırakanlar kendine güvenmiyor veya acemidir.

Unutmayın ki öndeki araç ani fren yapmadığı için kaza olmuyor!

Yani şansa gidiyoruz yollarda.

Siz siz olun arkanızda takip mesafesine uymayan bir araç varsa ona yol verin gitsin.

O zaten akılsızlığının cezasını alışkanlığı nedeniyle çekecektir. Size yazık olmasın yeter!


12- Araçları Sağlamayın

Bildiğiniz üzere araçlar sol tarafından geçilir. Sollama dediğimiz tabir zaten buradan çıkmıştır.

Az şeritli yollarda bazen araçlar yol boş olsa bile sol şeritten gitmekte ısrar edebiliyorlar. Bu durumda sinirlenmeyin.

Öndeki acemi olabiliyor. Göstereceğiniz tepki ile araç sürücüsü eli ayağına karışabiliyor.

Ben genelde takip mesafesini koruyarak sollayamazsam bir süre sonra sağından kontrollü olarak sağlar geçerim.

Kontrollü derken sağ şerit boylu boyunca boş ise ve öndeki araç şerit değiştirme hareketi yapmıyorsa geçerim.

Burada önemli bir durum var ki önde araç var ve birden sağ şerite dalıp geçmek istediniz. Sağ şeriti göremiyorsanız bu hareketi kesinlikle yapmamalısınız. Sağ şeritte park halinde araçlar oluyor. Bu durumda sağa geçer geçmez duran araca arkadan çarpma riski oluşuyor ki bu felaket olur.

Arabanın arkasına geçip selektör yapmak veya korna basmak da bir seçenek.

Ama öndeki acemi veya hanzo olsa bile bu sanki kabalıkmış gibi geliyor ben çok kızmadıkça yapmıyorum.

Not: Burada önemli bir yere değineceğim. Sağ şerit dolu sol şerit dolu olan şehir içi yollarda genelde arkadan gelip sellektör yapan hanzolar oluyor. Her yer dolu iken sellektör yaparak bela arıyan bu tiplere yol verip bazen aynısını ben de yapıyorum ama kesinlikle yapılacak şey değil benim cahilliğime verin değmez aman diyim!

İkinci bir husus tır ve kamyonlardır! Bu büyük araçları mümkünse sağlamayın. Trafikte diplerine girmeyin!

Özellikle uzun araçlarda tırlarda aracın sağına yanaşırsanız burası uzun bir kör nokta alanıdır. Tır sağa direksiyonu kırarsa Allah muhafaza!

Üstelik tır bu durumdan ceza bile almadan kurtuluyor. Kanunda böyle bir kural var. Tırın kör noktasında bulunmamanız gerekiyor!


13- Sinyalin Önemi

Ülkemizde sinyal kullanım alışkanlığı maalesef pek yok. Sinyal kullanımını alışkanlık hale getirmek için yol boş dahi olsa sinyal kolunu kullanın.

Örneğin: Bazen yayaları siz görmüyorsunuz onlar sizi görüp karşıdan karşıya geçecekken bu araç acaba döner mi diye fazladan bekliyor.

Bu gibi durumlarda yayanın dediği şu oluyor:

O sinyal kolu …. girsin emi!

Boşluğu siz tamamlarsınız artık. Bu durumda ne mi oluyor. Sürücünün gereksiz kulakları çınlıyor. 😬

Sinyali alışkanlık haline getirmenin bir zararı olmaz. Özellikle hattaki otobüs ve dolmuşçular sinyal kolunu kullanmayabiliyor.

Benim güzergahımı herkes bilir sanıyor. Lan takoz başka şehirden gelen vatandaş hiç mi olmayacak.


14- Trafikte Motosiklet Sorunsalı

Görüyorum da iki tekerli arkadaşlarımızı görmezden gelenler oluyor.

Trafikte araba ile motosikletin şeritte hakkı aynıdır. Yani ülkemizde değildir ama normalde olması gereken budur. 😬

Şeritte ilerlerken önünde motor var ise, motor enine dar olduğunu düşünüp sığarız diye onun yanında seyit etmeye çalışmayın.

Motorun içinden geçmek istemek gibi bir ayıp bu.

Motosiklet enine dar olsa da şerit boylu boyunca onun hakkıdır.

Motorculara bakıyorum onlar da tedirgin ve koyvermişler artık yolun yanından kenarından gidiyorlar.

Motorcular hakkınızı bilin şeritten gidin diyeceğim ama diyemiyorum. Hanzonun biri gelir sıkıştırır. Siz yine temkinli gidin.

İkinci husus hanzo olan motorcular ile alakalı. Onlar da hızlıca aralardan pırtarak gidiyorlar.

Hızlı bir şekilde araçların sağından solundan şerit ihlali yaparak giderseniz, araçlar da sizi göremediğinde kızıyorsunuz saygı bekliyorsunuz.

Bir araç sürücüsü arkada araç var mı yok mu görebilmek adına dikiz aynasına 1-2 sn bakıyor.

O anda motor taa ebesinin nikahından geliyor.

Motorcu, araba sürücüsünün götünde göz var mı sanıyor bilemiyorum 3 sn içinde araca yaklaşıp yanından teğet şekilde geçecekken, araç yol boş diye şerit değiştirince motorcu tehlike atlatıyor.

Sürücüye de kör müsün lan görmüyorsun diye yakınıyor. Yapmayın arkadaşlar. Trafikte motor sayısı çok olmadığı için sürücüler arkadaki büyük ebatlı araçlara odaklanmış.

Siz çok hızlı olunca aralardan pırtınca sizi göremezler. İki tekerde sürmenin tehlikesini bilerek temkinli gidin derim.

Tabi hödük gibi arkasına bakmadan hamle yapan araç sürücülerini ayırıyorum.


Bunları madde yazdım ama bakmayın ben de hatasız değilim. Burada anlatmak istediğim mümkün olduğunca dikkatli olmamız gerektiğidir. Siz önleminizi alın sonrası Allah Kerim. Ayrıca trafikte yapacağınız hatadan dolayı başkasının hakkına gireceğinizi unutmayın.

Dikkatli Olun, Tedbirli olun, Saygı ve sevgi çerçevesinde kalın… Hoşçakalın. Hayatta kalın!

Yazar: utquick

Merhaba, Bu site 2017 senesinde kurulmuştur: Kemal SUNAL 'ın 100 Numaralı Adam filminden feyz alınarak kurulan sitemiz, filmdeki Halk Kahramanı rolünü de bünyesine katarak dürüst paylaşımlarda bulunmaktadır. Bizi takip ediniz. Büyük bir aile oluyoruz. Tek güvencemiz paylaşımlarımızın samimiliğidir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

2 Cevaplar

  1. serhat dedi ki:

    Genel olarak baya iyi bir içerik olmuş. Özellikle motor konusuna katılıyorum bende motor hayranı olan biri olarak ön ayak niyetine bisiklet kullanıyorum dikkat ettiğim kadarıyla motorcular gerçekten bilinçsizce hareketlerde bulunuyorlar özellikle şu 1 sene öncesinde çok moda olan motovlog olaylarında sırf youtube da içerik üretmek için çok küçük bir pürüzde bile trafikte ayna kırmaya giden olaylara giriyorlar anlamsız…

    • utquick dedi ki:

      Teşekkür ederim. Bu yazıyı yazmasam olmazdı. Dediğin videolara zamanında yutubda denk geldim. İnsanların video karşısındaki tutumlarına da bakarsan şaşırmamak elde değil.
      Videoların yorumlarına huyumdur sosyolog gibi göz gezdiririm. İnsanların düşünce düzenini merak eder takip ederim.
      Motorcunun aynaları kırdığında, motorcuya hak verip tatmin olan büyük bir kitle var ne yazık ki.
      Ne adaletin ne olduğunu öğrenebildik ne adaletli davranabilmeyi.
      İnsan olmayı bir türlü beceremedik yazık!

Bir yanıt yazın

Cevabı alabilmek için E-Posta adresinizi doğru yazmaya özen gösteriniz.