Aldatmak, Kandırmak, Menfaat
Aldatmak dünya yaratılmadan önce bile vardı. Hz. Adem ile Hz. Havva Öte tarafta bir yerlerde mutlu mesut yaşarlarken (eski melek) iblisin kandırmacası ile yasak meyveden yemişler ve cezalandırılarak tam takır kuru bakır dünyanın iki farklı yerine gönderilmişler.
(Nihayet şeytan, onların, [Âdem ve Havva’nın], cennetten çıkarılmalarına ve içinde bulundukları nimetten uzaklaştırılmalarına sebep oldu.) [Bakara 36]
Hz.Adem, Hindistan – Sri Lanka adasında serendib dağına (bilinen eski adı seylan “ceylon” adası)
Hz Havva ise Arabistan – Cidde sahillerine indirildiği söylenir.
Bu yerleri üşenmeyip buldum hatta hızımı alamadım video yaptım youtuba attım buyurun aşağıdan izlersiniz gerçekten merak uyandırıcı.
Not: Hz. Adem ve Havva’nın Kabir yerleri net değildir. Kudüs’te veya Mina’da Mescid-i Hif’de veya Arafat’ta olduğu rivayetleri vardır.
Anlatmak istediğim husus; dalavere düzmece kandırmaca hakkında…
Peygamberin bile iblis tarafından kandırıldığını ve sonrasında ceza aldığını gördük. Aslında bu normal bir kandırılma sayılmaz. Çünkü yasak meyveden yemenin suç olduğunu biliyorlardı. Burada nefse hakimiyet, merak veya çıkar söz konusuydu. Ben sadece iblisin yaptığı dalavereye değinmek istedim.
Çıkardan kasıt şudur ki bazı kaynaklarda İblis, Hz. Adem ile Hz. Havva’yı şu şekilde kandırdığı yazıyor.
Meğer, Cennet Hz. Adem ile Hz. Havva için sürekli kalınacak bir yer değilmiş fakat bu meyveyi yemeleri halinde cennette sürekli kalabileceği yönünde iblis vesvese verdiği de söyleniyor.
Günümüzde aldatmanın çok örneği var ve menfaat uğruna yapılıyor.
Aldatan menfaat peşine düşüp Allah’ın adaletini hesaba katmaksızın yaptığını kar sayıyor.
Aldatılan ise aklını kullanmayıp uyanık olmayıp kolayca tongaya düşebiliyor.
En basit örnek telefon dolandırıcıları; Bunlar sabah akşam demeden ellerinde telefon milleti keriz yerine koymak için türlü dalavereler çevirirler.
Bir de legal dolandırıcılar vardır ki yasanın açığını kullandıkları için bunlara legal dolandırıcı diyorum.
Misal; Tüketici haklarımızda taahhüt yasası çıkarılmasına rağmen taahhüt ismini katakulli ile farklı cümle kullanmak suretiyle değiştirebiliyorlar.
24 ay sözünüzle bizde kalın (taahhüt değil!?)
Diye dalaverelerle hala insanı haraca bağlayan kurumları görüyorsunuz.
Bir de buna göz yuman yöneticilere ne demeli. Halkın hakkını yiyen de yediren de hepiniz götsünüz lan! aha da çiziyorum busunuz ( ) )
Kemal Sunal abimizin dediği gibi…
Hepimiz birbirimize bir kazık atarsak nasıl düzelir bu işler
İnsanların kendi içinde böyle kötü duygular beslemesine ve halkın büyük bir kesiminin olanları normalmiş gibi görmezden gelmelerine şaşıyorum.
Aslında bu yazı amaçsız bir yazı oldu bazen öylesine bir şeyler karalarsınız ya öyle işte.
Matematik yanılmaz… Bir takım insanlar iyidir, bir takım insanlar kötüdür ve bu oran pat diye değişmez.
Demek ki bizim elimizden gelen tek şey kötülerin yanında uyanık olmak!
Aşağıdaki videoyu izleyip de duygusala bağlıyorsanız merak etmeyin iyisiniz…
İyi olmanın içinizde hissettirdiği duygunun paha biçilemez olduğunu söylememe gerek yok umarım.
İyiler, kalın sağlıcakla. Kötüler sizde götsünüz olum göt yukarıya da çizdim ahahaha