Keratokonus Nedir? Nasıl tedavi edilir? Kişisel Tecrübelerim.
Keratokonus ile ilk tanışmam 2018 de 36 yaşında oldu.
Keratakonus nedir ?
Bir çeşit görme bozukluğudur. Kornea tabakasının sivrileşip incelmesi sonucu kornea işlevinin bozulmasıdır.
Yani gözün parmağımızla dokunabildiğimiz tabakası var ya işte o dışa doğru sivrileşiyor ve ışığı yanlış kırmaya başlıyor.
Bunun sonucu ise astigmat, miyop ve az görme gibi kusurlar ortaya çıkıyor.
Ama ne yazık ki bu kusur gözlükle tam olarak düzelmiyor. 🙁
Piyasadaki lesler ile de tam olarak düzelmiyor.
Gözünüzün topoğrafik yapısına uygun olarak özel lens kullanmanız gerekiyor.
Siz keratokonus gözünüz ile miyop astiğmat olduğunuzu sanabilirsiniz.
Çünkü aynı görme şikayetleri ile doktora gideceksiniz.
Ya da doktorlar yıllarca sizin miyop veya astigmat veya her iki bozukluk oranında görmediğinizi sanıp ona göre gözlük lens vermeye çalışırlar.
Fakat siz gözlükle bile göremiyorum diye yakınır durursunuz.
Bu keratokonus illeti zaten zor teşhis edilen bir hastalık!
Kişisel tecrübelerim sonucu bunun ne olduğunu size basit bir dille anlatmaya çalışacağım.
Bu yazıyı okuyan arkadaşlar konuya yorum yaparlarsa, birlik olup keratokonusa sebep olan ortak yönlerimizi çıkartabiliriz diye düşünüyorum. Mesela yediğimiz yemekler sürekli yaptığımız şeyler gibi illaki bir faktör var buna sebep olan. Türkiyede 1000 kişide 1 görülen bu hastalık Ülkede ciddi olarak görülmektedir. Nüfusa oranla 20.000 30.000 arası bir rakam ortaya çıkarmaktadır.
Araştırma sonucu Türkiye, İran, Irak, Suudi Arabistan, Mısır, Dubai gibi tozlu ve sıcak ülkelerde görüldüğü söylenmektedir fakat neden??? Bunun peşindeyim. Bana yazın ki ortak paydayı bulup sorunu düzeltebilelim…
Gözlerimin ilk bozuk olduğu zamanı öğrendiğimde ortaokul lise dönemleriydi.
Öğretmen tahtaya bir şeyler yazıyor ama sanki tam olarak göremiyordum.
Aslında görme ile ilgili büyük bir şikayetim yoktu, arka sıralarda oturuyordum ondan göremediğimi zannediyordum. Sonradan uzaktan bazı harfleri göremediğimi farkettim. Muhtemelen gözüm 0.25-50 arası bir miyop astigmata benzer bir kusuru vardı.
Bu eğitimi hakikaten etkiliyor! Şimdi okullarda çocuklara test yapılıyor.
Bu muhteşem bir uygulama helal olsun. Teste göre çocuklar teşhis edilip gözlük almasına teşvik edilip ön sıralara yerleştiriliyor.
Liseden sonra bir ara göz doktoruna gittiğimde 0.75 derece miyop-astigmat olduğumu öğrendim.
Önemsemedim.
Üniversite döneminde yine doktora gittim 1.0 derece olmuş 180 axe astigmat teşhisi kondu. Yani hep uzağı bulanık hemde çift görüyorsun gibi. Mesela aya bakınca ayın yansımasını biraz altında görüyordum.
Astigmat böyle bir şey.
İşin en önemli kısmına geliyorum.
Gözlük seçerken zorlandım. Mercekler arasında baya dolaştık doktorla ama yapabildiğim tek şey aralarındaki en net olanı seçmek oldu.
Verilen değerlerde gözlük taktım ama sanki o gözlük benim gözümün asıl numaraları değilmiş gibiydi.
Bir iki hafta taktım takamadım, doktora kabahat bularak çıkarttım attım kenara.
Üniversite döneminde de gözlük takarak imajımı da sarsmak istemedim (Meğersem asıl imaj içimdeymiş hahaha) 🙂
Gözüm çok da bozuk değil diyerek kendimi motive etmeye çalıştım hep.
Hayatımın kalanını bu şekilde yaşayabilirim dedim kendi kendime.
Ama bunun zorlukları şuydu.
Mesela dolmuş bekliyorsunuz. Dolmuşun yazılarını uzaktan göremediğinizden tam dibinde el kaldırıyorsun.
Dolmuş son anda duruyor koşarak yanına gidiyorsun falan. Tabi elinde valiz olsa koşamıyorsunda.
Dolmuşçu gözümün bozukluğunu anlamaz bilmez. Haliyle söyleniyor mırıl mırıl.
Başıma gelen bir anıyı paylaşayım.
Üniversitenin kampüsünde dolaşıyordum. Bir arkadaşımı gördüm neredeyse yanımda duruyor ama bana pek pas vermiyordu.
Lafa girdim hemen görünce dedim naber nasılsın ?
Hal hatır sordum hatta canı sıkkın sandım.
Arkadaş anlatmaya başladı…
– Geçen seni gördüm yanımda başka arkadaşlarım da vardı seni anlatıyordum onlara.
Sonra dur selam vereyim diye sana el salladım sen bizi sallamadın ? Arkadaşların yanında göt oldum resmen !
+ Oha ya ne zaman ya ben hatırlamıyorum.
– Ya bize doğru geliyordun. Biz üç arkadaş yolda yürüyorduk sana el salladım işte ve sen neden yönünü değiştirip gittin.
+ Ben Valla görmedim seni. Yani muhtemelen görmemişimdir. Öyle bir şey yapmayacağımı bilmen gerekirdi neyse…
Boşuna bozulmuşsun keşke bunu sonradan yanıma gelip anlatsaydın hesap sorsaydın gerekirse.
Ben sormasam bilemeyeceğim !
– Haberim bile yokken kırmışım seni
– Hadi ya
– Evet uzağı net seçemeyebiliyorum. Sanırım ondan görmemişimdir.
Bir de yön değiştirdim diyorsun o da raslantı olmuş ama inan ki kasıt yok durum böyle.
Keratokonusum olum ben hahaha
Konuştuktan sonra buzlar çözüldü. 🙂
Ya dedi arkadaşlara seni övdüm iki saat sonra sana el salladım beni sallamadığını sandık sonra yanımdaki arkadaşlar benimle dalga geçtiler bu konuda 🙂
Konu böylelikle tatlıya bağlanmış oldu ama konuşamasak belki beni burnu havada biri sanarak kendini benden uzaklaştıracak ve buzların erimesi imkansız hale gelecekti.
İşte bu benim başıma gelen olaylardan sadece bir tanesi.
Kim bilir başka kimleri kırmışızdır…
Evet bu da böyle bir anım işte.
Doktora tekrar gözlük için tekrar gittim sonra
O da ne gözümün numarasının 1.25 olduğunu öğrendim.
Yine gözlük aldım ama nafile takamadım.
Aradan biraz daha zaman geçti 30 lu yaşlarda bu sefer Erzurum’da bir göz doktoruna gittim.
Doktor çılgının teki yaşı da baya var.
Dedi ki sende astigmat var senin başın ağrıyordur.
Yok dedim benim başım ağrımaz. Hatta bununla övünürdüm 🙂
Yok diyor ağrıyordur senin başın.
Ağrımıyor….
Ağrıyor !
Ağrımıyor doktor bey !
Ağrıyor ağrıyor..
Ağrıyordu ağrımıyordu baya mücadele verdim.
Ulan ağrımıyor da
iş öyle bir raddeye geldi ki neredeyse tamam lan ağrıyor!!! ağrıyor ulan!!! diye bağaracağım.
Daha bana konuşuyordu ki sineye çektik artık.
Sana öyle geliyordur sen erkekliğe toz sürdürmüyon falan diyor bana hadi hadi diyor 😀
Zorla ağrımayan başımı ağrıtacaktı.
Sonra İki saat uğraştık mercekler arasında bana en uygun olanını seçmek durumunda kaldım.
En son bana gözlük numaramı yazdı.
O da aynı değerlere benzer yazdı bir gözüm 1.25 diğeri 1.50 gibi bişey yazdı.
Bu sefer kafaya koydum dereceli güneş gözlüğü ve ondan önemlisi lens alacağım.
Bir eczaneye gittim önce güneş gözlüğü aldım.
Camlarını çıkarttım yerine dereceli cam taktırttım.
Dereceli güneş gözlüğü 300 ekmek parası kadar bir para tuttu.
O vesileyle zaten muhabbeti ilerlettiğim eczacıya tüm samimiyetimle söyledim.
Dedim ki: bana bir lens lazım ama bu konuda tecrübesizim.
Kullanırmıyım kullanamazmıyım bilemiyorum.
O yüzden o kadar parayı kullanmayacağım bir şeye bayılamam!
Bana deneme boyu beleş bir lens lazım 🙂
Ha şu da var !
Eğer seversem lensleri hep senden alırım.
Ama sevmezsem kullanmam bile. 😀
Eczacı:
-Dereceli lenste deneme usulü olmaz kii ama ben bir araştırayım.
Sen yaparsın aslansın kaplasın eczacıların kralısın diye gazı vermemle haftaya deneme boyu dereceli lenslerim gelmişti bile 🙂
Lensi heyecenla aldım gözüme takacam. Eczacı dedi ki sen takabilecen mi?
Dedim denerim.
Yardımcı olayım dedi bu lensler astigmat lensi yönüne göre takman gerekiyor.
Yani lensin üzerinde siyah bir nokta koymuşlar.
o nokta üste gelecek ki astigmatın açısı var ya hani. Benim180 dereceydi.
Yani bu demek oluyor ki derecesini yanlış takarsanız görme daha beter olur.
Neyse eczacı eli yatkın kendi taktı lensi.
Herşey bir anda netleşti o an.
Ama bir ovallik var ki acayip rahatsız oldum.
Lan dedim dünya yuvarlak değil ovalmiş. 😀
İçimde kötü bir his oluştu o an.
Teşekkür edip kendimi attım eczaneden.
Miğdem bulandı başım döndü bayılacak gibi oldum.
Neler oluyor bana!?
Gözlerim karardı gidiyorum.
Oturacak yer aradım son karartıyla.
Kaldırımı zar zor seçtim gittim oturdum.
5 sn sonra kalktım.
İnsanlar toplaşmasın başıma diye beni görmüşlerdi lens taktım sarhoş mu oldum diyecektim.
Aciz duruma düşmek istemedim o an uzadım gittim.
Eve kadar zor yürüdüm 10 dk.
Hemen laptopu açtım lens takanlarda böyle bir saçmalık mı oluyor onu araştırdım.
Meğersem bazı bünyeler lensi o an kabul etmiyormuş. Takınca yabancı madde olarak algılayıp alarma geçiyormuş.
Bütün fonksiyonlar bozuluyor kusma isteği baş dönmesi inanılmayacak etkiler yaşatıyormuş.
Ben bizzat yaşadım. 😀
Tabi bu bünyenin kabul etmemesi olayı 3 gün falan sürebiliyormuş.
Dışarı baktığımda ayrıntıları seçmemin mutluluğu çok güzel olsa da bu rahatsızlığa dayanamadım.
Afakanlar basmıştı öyle bunaldım ki anlatamam.
1 saat dayanabildim sonra çıkarttım attım lensleri.
Çok nazik biri değilimdir ama bende acayip rahatsızlık yaptı bu.
Dereceli olan güneş gözlüklerini de fazla takamadım. Net göstermediği gibi o da her tarafı ovalleştirmişti.
Eczacıya durumu anlattım.
Dedim başım döndü miğdem bulandı senin lenslerden.
Sağlık olsun ağabey dedi helalleştik.
O da firmadan bedavaya almıştı zararı yoktu. Olsa zaten karşılardım.
Bu lens macerası da burada sona ermişti.
34 yaşına gelene kadar gözümün bozukluğunun nedenini sürekli bilgisayara bakmaktan olsa gerek diyordum.
Ama şunu da öğrendim bilgisayara bakmak gözü o derecede direkt bozmuyor.
Hatta 10 sene bilgisayara bakıp gözleri bozulmayanlar var.
Keratokonus olduğumu hala bilmiyorken…
Doktora gitmedim yine gözlük verilecek tutmayacaktı.
Lazeri araştırdım çizdiririm diye teknolojinin daha çok gelişmesini bekledim.
36 yaşına geldiğimde başka bir şehirdeydim. Bu sefer daha çok bulanık görüyordum.
Tahminimce 1.75-2.00 falandır diye düşünüyordum.
Özel bir hastanede doktora durumu anlattım.
Hiç bir doktorun bana net görüş sağlayamadığını,
farklı bir durumum olabileceğini anlatmaya çalıştım.
Doktor da biraz baktı baktı baktı…
Dedi ki sende keratokonus olabilir mi acaba..
O ne lan ! dedim içimden isme bak.
Doktor beni topografiye gönderdi. Sonuçları al gel bakalım dedi.
Topografi dediğimiz şey hani coğrafya derslerinde dağları gösteren haritalar vardır ya aynen o haritalar gibi gözü görüyor işliyor.
Topografik olarak gözün haritasını çıkartıyor. Bu sayede gözün neresi yamuk neresi yumuk değil görebiliyorsunuz.
Cihazın fotoğrafı aşağıdaki gibidir. Hipnotize aletiymiş gibi gelebilir.
O yuvarlak çizgilere gözünüzü ortaladığınızda gözünüz normal olsa topografi haritasında yükseltiler göremezsiniz.
Ve size verilen renkli çıktı kağıtta tüm renkler aynı olurdu.
Fakat bir yönde morluk yoğunluklu çıkıyorsa o yönde sivrilme var demektir.
Ve bu ne yazık ki keratokonus a işarettir.
Topografiden sonra sonuçları gösterdim doktora
Dedi ki uzmanlık alanım bu olmasa da muhtemelen sende kerotokonus var.
Ankarada bir kaç doktor ismi önerdi.
Mutlaka git ilerlemesin diye de tembihledi.
Doktora burdan teşhis için teşekkürlerimi sunup helal olsun Allah razı olsun diyorum.
Çünkü o da diğerleri gibi gözlük yazmaya uğraşabilirdi.
Tabi ben ipucu vermiştim ve eski gittiğim doktorlar döneminde bu hastalığı Türkiyede bilen pek doktor yokmuş sonradan onu öğrendim.
Yani kimseden de şikayetçi olamam bu konuda.
İnternette yapmış olduğum araştırmalar sonucu.
Bu keratokonus un şu an için aman aman bir çözüm yolu yok.
Araştırmamın sonucu kafamda oturan bulguları maddeler halinde sıralayayım:
- Bu hastalık 30-35 yaşlarında durağan dönemine giriyormuş. Yani o yaşlardan sonra pek ilerlemiyor.
- Hastalık durdurulamaz ve ilerlerse, ilerlemenin boyutu körlüğe kadar gidiyormuş. Bunu duyup paniklemeyin. İçinizi ferah tutun ben sadece bulguları yazıyorum.
Bu arada bu yazıyı yazdığımdan bu yana neredeyse 2 sene geçeccek ki görmem hala 2 sene önceki gibi Maşallah diyelim 🙂 - Körlük konusuna takmayın sakın üzülmeyin ben kafayı bir ara bozmuştum ama bu sadece işin mantığı olarak söyleniyor kör olan fazla insan yok.
- Bu hastalığı erken yaşlarda teşhis etseydim belki operasyon geçirecek halka yöntemi vs yöntemler ile göze müdahale ettirecektim.
Bu da bu yaşta belki daha ileri göz kusuruna sebep olabilecekti. Ya da… - Ya da müdahale olsaydı biraz daha ilerlemesi duracak 0.50 derece kadar daha iyi görebilecektim ama bunların garantisi yok.
- Araştırdığım kadarı ile 2018 için keratokonus için tedavi yöntemlerinin neticeleri pek sağlıklı gelmedi bana.
- Yani araştırmalarımdan şunu gördüm 1 derece olan hasta müdahale sonrası 1.25 olmuş.
İlerleme durmuş olabilir. Ama belki ilerlemeyecekti. Ya da ilerleseydi 1.50 olacaktı bu bilinmiyor. - Tedavi ile ilgili bilinen yöntemler: Halka yöntemi; Gözde kornea tabakasına takılan bir halka ile gözün sivrileşmesinin önüne geçiliyor.
Bunu lazer ile kesik içine yerşeltirmesi sağlanıyor. Dikkat bu yöntem görme kusurunuzu düzeltmiyor ilerlememeyi sağlıyor ediyor ve %90 gibi bir oranla ilerleme durabiliyor.
Fakat araştırmalarımın sonucu bu yöntemi uygulayanların gözleri bir miktar daha bozulmuş.
Burada şunu bilemiyorsunuz.
Örnek: Gözünüz 1 derece bozuk iken ameliyat oldunuz ve 1.25 oldu. Ameliyat olmasaydınız belki ömür boyu 1 de kalacaktı keşke ameliyat olmasaydım diyemezsiniz.
Çünkü: Ameliyat olmadığınızda gözünüz 2.00 3.00 vs de olabilecekti belki de ameliyat ile gözünüzü kurtarmışsınızdır.
- Bir kişi okudum ki halka yönteminden sonra biraz netlik sağlamış bu da olabilir tabi ama nadir denk gelmiş
- Sert lens yöntemi var ki bu da düzeltmeye yaramıyor sadece gözlükten iyi görmenizi sağlıyor.
- Özelliklte topografi haritanızı alıp size göre lens üreten firmalar mevcut.
Bu lensler ile görme süper oranda düzeliyormuş.
Fakat fiyatları acayip tuzlu. Belki6 ay kullanımlıkları 600 ila 1000 ekmek parası olması lazım.
Lensin uzun ömürlü olmadığını var sayarsak maddi imkanı olan düşünebilir.
Bu lensleri kullanacaklara önerim lenslere iyi baksınlar yoksa göze mikrop kaptırıp incelen tabakayı daha çok kaybedebilirsiniz Allah Muhafaza. - Gözlük yöntemi sadece miyop ve astigmatı biraz olsun gideriyor. Bende tahmini 1.75 olan gözü 1.00 yaptı.
- Kornea nakli var bir de bu zaten çok ileri görememe noktasında öneriliyor.
Ölmüş bir insanın gözünden kornea sı kesilerek sizin korneanız yerine dikiliyor. Bunda da sorunlar olmazsa görme iyileşebiliyor. - Keratokonusun en büyük nedeni gözleri ovuşturmaktan oluyor!
- Gözleri neden ovuşturuyoruz bunun önüne geçmemiz için bunun nedenlerini düşündüm.
Bilgisayar Cep telefonu kitap gibi nesnelere yakından baktığınızda dikkatiniz ne kadar fazla ise gözerlinizi o kadar kırpmadan yakına bakıyorsunuz.
Bu da göz kuruluğuna ve haliyle kaşınmaya ve gözü ovalaştırmaya neden oluyor buna dikkat etmeli! - İkinci gördüğüm göz ovuşturma nedeni! Saçlarımıza sürdüğümüz jöle briantin krem gibi saçta bir tabaka oluşturan ne varsa saça bulaşıyor.
Özellikle saçınızı 1 gün yıkamazsanız saçınızda jöle mat bir hal alınca saçınızda kalan bu parçalar toz halinde göze dökülerek biraz kurumuş olan gözde kaşınmalara neden oluyor.
Saçımızı yıkamadan uyuduğumuzda yastığa bulaşarak sağa sola döndüğümüzde gözümüze de giriyor. Uyandığınızda yine kaşındırıyor. Buna dikkat edelim. - Tekrar söylüyorum Gözünüzü kesinlikle ovuşturmayın! Gözde kaşınma varsa gidin duş alın saçınızı yıkayın yüzünüzü yıkayın!
- Bende sinüzit olduğundan dolayı bununla bir alakasını kurmaya çalışıyorum ama var sanki yorum yazan arkadaşlar kendilerinde ne varsa kesinlikle yazsınlar. Araştırma içindeyim
- Şunu kesinlikle unutmayın sizin üzerinizden para kazanmaya çalışan rantçılar çok fazla!
Çözeriz ederiz diye ameliyat ediyorlar ama insanlarla konuşun lütfen nasıl olmuş iyi mi olmuş kötü mü - Son olarak ben ne dersem diyeyim bu konuda siz kendinizi tanıyorsunuz bu konuda bildiğinizi okuyun. Fikirleriniz size ait olsun.
Ameliyat olacaksanız iyi olacaksa mutlu olun olmayacaksa da bu pişmanlığı kendiniz yaşayın. Bu yazdıklarımdan ötürü bana pişmanlık yaşatmayın.
Artık gözlerimi ovalaşturmamak için elimden geleni yapıyorum.
Yaşım hala 36 Teşhis konalı altı ay falan geçmiş. Gelişmeleri zamanla paylaşmaya çalışacağım…
Yazıyı okuyanlar dualarını eksik etmesinler…
Haydi kalın sağlıcakla…
Çok güzel bir paylaşım, yasım 37, ben de yaklaşık 25 yıldır görme bozukluğum olduğunu biliyorum, bende de kornea bozukluğu var. Bozukluk keratokonus gibi sivrileşmeye değil, korneada incelmeye bağlı bozukluk…
Sizin paylaştıklarınızı uzun yıllar ve ödenen yüksek tutarlı faturalar sonucu tecrübe edinebildim.
Benzer şikayeti olan arkadaşlar için çok doğru ve yararlı bir paylaşım yaptığınız için sizi tebrik ederim.
Merhaba,
Yazıyı yazdığımdan (2018) bu zamana çok şükür ki gözümde ilerleme olmadı. Gözlerimi ovuşturmuyorum ve ekstra olarak meyve suyu sıkacağı aldım ve arada havuç suyu içiyorum. 🙂
Siz de havuç suyu için, göze iyi gelen gıdalar ile gözlerinizi güçlendirin. Allah şifa versin inş.
bu arada rahatsizligim sadece sol gozde ve 5 in uzerinde. 2 yilda bir muayene oluyorum, topografi sonuclarinda degisiklik yok, tembellik de soz konusu degil. kisa sure lens kullandim ve pek faydasini goremedim. ozel lens onerdiler 2-3 yil once 6 aylik kullanimi 1400 tl oldugu icin kullanmadim. kornea nakli dediler ama bekliyorum su an. gelisen teknolojileri takip ediyorum. insallah bir gun kolay bir operasyonla kurtuluruz su illetten.
Topografi sonuçlarında değişiklik olacağını sanmıyorum bu kornea düzelip orjinal şeklini almıyor. Daha ilerlememesi güzel ve yaşınız gereği sizde de ilerlemeyeceğini umuyor ve inş ilerlemez diyorum. Ama sizin şansınız tek gözünüzde kusur olması. Keratokonusta genelde iki göz etkileniyor. Kornea nakli ameliyatlarını videolarını izledim düzgün hekimlerce yapıldığında sonuçları çok etkili diye biliyorum. Ama sonuçta bu bir ameliyat ve riskleri var başarılı geçerse güzel ama aksini düşünmek istemem.
Gelişen teknoloji ile kornea üzerinde çalışmalar mevcut bakalım zaman ne gösterecek. Ara sıra araştırıyorum bir şeyler bulursam buraya da yazarım mutlaka.
lensi taktığınız anda başınıza gelen şey Trigeminal vagal reflekstir. bazı gözlükler keratokonusta gerçekten etkili deneyimli bir optisyenle görüşmeniz uygundur.
Keratokonusu geçirebilecek kişiye özgü gözlük var ise bunu araştıracağım. Lensi taktığımda dünyam başıma yıkılmıştı adının Trigeminal vagal refleks olduğunu sizden öğreniyorum teşekkürler.